Felaketlerin vurduğu ülkede 9. sanat: Manga


Adalardan oluşan bir ülke olmasına rağmen halkının çektiği acılar bitmek, tükenmek bilmeyen ülke Japonya; teknolojisinin üstünlüğü dışında -özellikle son yıllarda- çizgi romanında da dışa açılmasıyla büyük bir atılım gerçekleştirdi. Tabii çizgi roman piyasası dışa açılmadan önce kendi kültüründe yoğurarak oluşturduğu bu özgün sanatın okurları hiç de az değildi. Televizyonun günlük hayatta önemli bir yer tutmaya başlamasının ardından mangalar bu kez ekranlarda boy göstermeye başladı. Dünya çocukları Pokemon, Digimon, Bakugan gibi çizgi filmleri seyrederken, yetişkinlerse gerek yasal, gerekse korsan yollardan “anime” adı verilen dizileri takip etmeyi ihmal etmedi. Öyle ki Japon çizgi kahramanlar sayfalardan sonra ekranlardan da taşarak oyuncak, figür, tişört vb. ürünlere de malzeme teşkil eder oldular.

Türlerin Kökeni manga
Peki nedir manga?
Sayfalarında yalnızca koca gözlü çocukların cirit attığı bir çizgi roman türü mü? En iyisi gelin tüm bunlardan önce manganın sözcük anlamını irdelemekle işe başlayalım. Aslında doğrudan çevirisi “çizgi roman” olsa ve Japonlar yurtdışından gelen tüm çizgi romanlara “manga” diyorlarsa da bu sözcük köken bakımından incelendiğinde karşımıza ilk olarak 18. yüzyıl sonlarında çıkar.

Ünlü Ressam “Hokusai Katsushika” öğrencilerine taslak olması için çizdiği resimleri adlandırmakta “manga” sözcüğünü kullanmıştır. Hatta “manga”nın Çince iki karakterin birleşiminden oluştuğunu söylemiştir: “man”(kaygısız) ve “ga”(resim).

Buradan da anlaşıldığı üzere, sözcüğün çok uzun bir geçmişi yok. Oysa tarzı daha köklü bir yapıya sahip. Çünkü aslında Manga sanatının temelini yüzyıllardan beri Budist tapınaklarına yapılan duvar süslemeleri oluşturur. Japonların mangayı bu denli sahiplenmeleri de belki biraz da bu yüzden.


Ülkemizde durum nasıl?
Ülkemizde manga basımı ve üretimi fazla olmasa da mevcut mangaların takipçisi genç okurlardan oluşmuş bir kitle var. Bu kitlenin var olmasında tüm dünyayı kasıp kavuran “anime” çılgınlığının payı elbette büyük. Tabii animelerden önce, çocukların severek izlediği birçok çizgi film aslında mangadan uyarlama. Pokemon, Digimon, Dragon Ball bu çizgi filmlerden yalnızca birkaçı.


Manganın ülkesinde sevilme nedenlerini, Türkiye’deki okur grubunu, animeseverleri, son aylarda artan yayın sayısını ve özel olarak da Naruto’yu irdeleyen bu yazıda çizgi romana gönül vermiş yazar, çizer, senarist, yayıncı, satıcı ve okurlardan oluşan yedi kişiye sorduğum sorular ve aldığım yanıtları aşağıda bulacaksınız.

 * * *
Arı Maya
Kültürel Güncel: Manga sizin için ne ifade etmekte? İçinde yalnızca “kocaman gözlü” çocukların cirit attığı bir çizgi roman dalı mı? Yoksa başka bir şeyler mi?
Ege Görgün: (Popüler kültür yazarı)
Japonya’da her yıl yayımlanan bütün kitap ve dergilerin yüzde kırkını mangalar oluşturuyor. Otobüslerde, metrolarda her yaştan Japon’u eline bir manga almış okurken görmek mümkün. Bizdeki gibi aşağılanan, yasaklanan, hor görülen bir okuma nesnesi olmaktan çıkmış çizgi roman. Ulusal bir kimlik ve isim kazanıp değerini katlamış, üstelik de ülkesini tüm dünyada temsil eden bir marka haline gelmiş.

Anime manganın ekrana ya da perdeye yansımış hali.Örneğin beni ele alın. Küçükken en sevdiğim arkadaşlarımın adları; Sinbad, Viki, Heidi, Şeker Kız Candy, Marco ve Arı Maya şeklinde sıralanırdı. Randevularımızı hiç aksatmazdık. Zamanı geldiğinde televizyonun karşısındaki yerimi alır ve nihai jeneriğinde o hiç anlamadığım kargacık burgacık yazılara eşlik eden şarkılar bitinceye kadar da kalkmazdım. Üzerinden 30 sene geçmiş nereden baksanız. Ama o şarkıların çoğu aklımda: Şeker Kız’ın “Wata Şiva Candy”si, Heidi’nin “Alalai O, Alalai Di”si ya da Vikingler’in devşirilmiş “Haftaya Buluşalım Haftaya”sı…
Viking çizgi filmi
Bugünkü çocukların dostları farklı isimler taşısa da ve bizim dostlarımız onlarınkilerin yanında fazlaca nahif, fazlaca masum kalsa da, o kargacık burgacık yazılar hala zaman zaman sökün ediyor ekranda. Yalnızca dostlarımız değil tabi, bizim o yıllardaki halimiz de fazlaca nahif, masum ve üstüne üstlük cahil kalıyor bugünün çocuklarıyla karşılaştırılınca. Onlar o yazıların Japonca olduğunu biliyorlar en basitinden. İnternetten, televizyondan bizim o zamanlar öğrenmek bile istemeyeceğimiz şeyleri görüyorlar onlar. Bizden hızlı büyüyorlar.

İngilizce Pokemon'dan bir sayfa 
K.G: Japonya’da satılan mangaların milyonlarca kişi tarafından düzenli olarak alınmasına ne diyorsunuz?
Yener Çakmak: (Karikatürist,araştırmacı)
Japonya;diğer Uzak Doğu ülkeleri olan Çin ve Koreler gibi, kültür düzeyi yüksek ülkelerden. Kendilerine özgü yapıdaki; Manga adını verdikleri çizgi romanları kültürlerini yansıtması açısından da onlara yakın gelmekte ve Japonlarda tiryakilik yaratıp, onları okumaya sevk etmektedir. Son yıllarda ülkemiz yayıncılarının yayınlanmaya başladıkları Japon manga çizgi romanları, Japon çizgi filmlerinden gözleri manga türü çizgi tarzına aşina olan gençlerimiz tarafından ilgi görmektedir. Ancak ileri yaştaki Türk çizgi roman okurlarının ilgisini çekmekten uzak bir türdür.

Manga türü çizgi roman yayınının son örneği olan Naruto 1.cildi çıkartan Gerekli Şeyler’in genel yayın yönetmeni Alişan Cengiz ve editör Burç Üner titiz bir çalışma ile yayınladılar. İstanbul, Kadıköy'de Flaneur mağazası, yerli mangalar yanında,özel ilgi alanı Japon mangaları olan müşterilerine, Japon manga albümleri getirmektedir. Mangaların okurlar açısından en önemli özellikleri, Arapça-Farsça-Eski Türkçe kitaplar gibi, yayınların tersten başlayarak okunmasıdır.

Mangalar, Japonya dışında bir çok batılı ülkede de gençler tarafından ilgi ile karşılanmaktadır. Sonuç olarak, ülkelerde yayınların satışlarındaki en önemli kıstas,ülke vatandaşlarının kültür düzeyleri belirler. Bizim ülkemiz bu bakımdan, “sınıfta kalanlar” arasında yer alır maalesef.

Devil May Cry Anime

K.G: Özellikle internet üzerinden anime izleyen büyük bir topluluk var gençler arasında. Oysa ne yazık ki bu topluluk, belki de yanlış seçimler yüzünden, mangaları alıp, okumak istemiyor. Onları mangayla tanıştırmak ve mangayı sevdirmek için neler yapılmalı?
Tunç Pekmen: (Uzun John)
Tam da bizim uzun zamandır konuştuğumuz konu... Türkiye’de farklı bir mantık var. Mesela Naruto’yu çıkardı Arka Bahçe yayıncılık, fiyatı da 12 TL, ve çevirisi çok düzgün. Ama gençler bunu “beleşe download etmeyi” tercih ediyorlar. Bunun yanlış seçimle alakası yok, Türkiye’de genel olarak kitap ve çizgi romana para vermeme anlayışıyla alakası var. Otobüs biletine verdiği paraya acıyıp da, akşam bira içerken "abi senin para geçmez" diye ısrar eden gençlerden tut da, "ya şu çizgi romana para vereceğime gider iki paket sigara alırım" mantığına kadar... Önce insanların kitaba veya çizgi romana para vermelerinde zarar olmadığını anlatmak gerekiyor. 


Naruto
K.G: Yayıneviniz, şu anda yüzlerce anime bölümü olan Naruto’nun çizgi romanını çıkardı? Satışlar beklentilerinizi karşıladı mı? Yeni mangalar basmayı düşünüyor musunuz?
Mişel Simoni: (Gerekli Şeyler)
Naruto daha piyasaya yeni çıktı. Takip ettiğimiz kadarı ile fena gitmiyor. Bastığımız diğer comics’lerden çok daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Zaten One Piece de çıkıyor. Eğer satışlar bir süre sonra istediğimiz gibiyse ilk olarak Bleach'i düşünüyoruz. Daha fazlası için şu anda başka bir planımız yok. Zaman gösterecek…


K.G: Japonya’da kitaplar -bize göre- tersten okunduğu için düzenlemede sıkıntı yaşanabiliyor. Bazı okurlar orijinale sadık kalınmasını isterken, bazılarıysa orijinal formatta okurken ters geldiğinden dert yanıyorlar. Sizin konu hakkındaki fikrinizi alabilir miyim?
Güneş Semerci: (Altın Madalyon:gunessemerci)
Orijinal her zaman iyidir. Sanat biraz da insanı değişime zorlamalı. Tamamen soyut “sanat toplum için” bir şey ifade etmeyebilir. Çok fazla misyon yüklemek de doğru değil elbette ama sonuçta orijinali nasılsa öyle olmalı. İnsanların değişikliliklere açık olmasını sağlamak adına da bence önemli. O yüzden ilk olarak garipsememe karşın oldukça beğendim ve alıştım. İnsanlar da zamanla alışırlar.

Dragon Ball manga
K.G: Manga’nın ülkemizde çok sevilmemesinin, üvey evlat muamelesi görmesinin nedeni nedir sizce? Acaba yayıncılar doğru mangaları seçemiyor mu?
Emre Özdamarlar: (Altın Madalyon:emreozdamarlar)
Manganın çok sevilmediğini veya üvey evlat muamelesi gördüğünü düşünmüyorum.
Bugüne dek Türkiye’de manga yayınlanmadı. (Yalınayak Gen ve Kapital vs gibi örnekleri atlıyorum.)

Naruto ile ilk kez ciddi anlamda bir manga denemesi yapılıyor, bildiğim kadarıyla. Bu da ne kadar basarili olacak göreceğiz. Ayrıca manga sadece Türkiye’ye değil, bati dünyasına da yeni giriyor. Amerika'da en önemli manga yayıncılarından birisi olan “Tokyopop” 2002 senesinde Japonya'dan telif haklarını alıp ise başladı. Yoksa tüm dünya manga okuyordu da biz geç kaldık, veya Türkiye mangayı sevmedi gibi bir durum yok. Ki bizler animeler ile büyümüş bir nesiliz, Voltron, Slam Dunk, Dragonball, Genki, Sailor Moon, Pokemon gibi pek çok seri yıllarca TV'lerde yayınlandı. Çok yabancısı olduğumuz bir kurum değil yani manga. Aslında korsan da olsa manga seviliyor, okunuyor underground internet alemlerinde. Yayıncılar bunları basmaya başlarlarsa daha da yayılır bu kültür, diye düşünüyorum.


Manga Hamlet
K.G: Manga çizgi romanlarında satışlar diğerlerine göre nasıl? Daha çok hangi yaş grubu manga tercih ediyor?
Altan Gürdal (Kaan Comic):
Şu anda Türkiye'de yayınlanan manga sayısı çok kısıtlı. Buna rağmen “İlgi nasıl?” diye sorarsanız, bence çok iyi değil. Sadece küçük bir grup okuyor. Özellikle yeni nesil bu tür çizgi romanları seviyor. Ama şu da bir gerçek ki mangalar yavaş yavaş dünyayı ele geçiriyor.

Özellikle sevilme nedenlerine gelince; Çizimlerinden ziyade ilginç ve bazı mangalarda geçen oldukça sert konular. Tabii bu bahsettiklerim ülkemizde basılmadı. Basılabileceğini de pek sanmıyorum.
Kapital Manga

Ama bir gerçekten bahsedeyim,sadece Japonya'da satılan yıllık manga cirosu Türkiye bütçesinin çok üstünde. Benim anlamadığım şey, teknolojik olarak bu kadar üstün bir milletin okumadan kopmaması. Bizde internet, kitabı öldürürken.daha uygar diyebileceğimiz toplumlarda kitap okuma oranı yükseliyor. Şu anda İtalya'da bile, çizgi roman marketlerde mangalar üstünlüğü eline geçirmiş.Bizde de zaman içinde olur diye umuyorum, ancak Japon çizgi romanları yüz binler; hatta milyonlar satarken bizden biri telif almak için teklif verdiğinde “Kaç tane basacaksınız?” diye soruyorlar. 1000-2000 civarı diyoruz. Adamlar bir daha geri dönmüyorlar bize. Ben Gerekli Şeyler’i tebrik ediyorum. Naruto dünyada 115 milyon satmış bir çizgi roman. Bunu basabilmeleri büyük başarı. 

Uzun lafın kısası, boşa konuşuyoruz. Bizdeki çizgi roman okuyucu sayısına göre, bu kadar çeşitli çizgi romanın çıkması bile mucize. Böyle giderse, 90'lı yılların ortasındaki gibi bir duruma düşebiliriz. 93-96 arası hiç çizgi roman basılmamıştı. Kısacası; milletimizde okuma tembelliği var. Yoksa daha neler basılırdı?
***
Kültürel Güncel

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk çizgi romanı ne durumda?

Ömer Muz Röportajım:

Kaliteli bir yerli polisiye: "Karanlıkta Koşanlar"