Türk çizgi romanı ne durumda?


Çizgi roman yayımlayan yayınevlerinin sayısındaki hızlı artış piyasanın çeşitlenmesine yol açmışken, yerli çizgi romanın bu kıpırdanmadan nasibini almaması olmazdı. Gerek eski çizgi romanların kaliteli tekrar basımları, gerekse yeni yapımlar okur tarafından ilgi görmekte. Yerli çizgi roman üzerine güncel haberlerin de yer aldığı bu yazımda soru-cevaplar sizleri bekliyor.

Türk çizgi romanının son yıllardaki seyrini nasıl buluyorsunuz?

İlhan Yılmaz: (Prestij Yayıncılık’ın sahibi)
“ Türkiye'de yerli çizgi roman üretimi adına yapılan "iyi niyetli" her türlü girişimi memnuniyetle karşılıyorum. Yeterince yerli üretim yapılmadığı gibi yapılan yerli üretimlerin de genellikle alanında yetkinlik sahibi olamamış isimler tarafından ortaya çıkarıldığını gözlemliyor ve üzülüyorum. Ortaya çıkan işlerin ya senaryosu, ya çizimi, ya renklemesi bilindik çizgi roman klişelerinin ya dışında kalıyor ya da klasik çizgi roman standartlarının çok uzağında kalıyor. Bazılarının konuları bizden, senaryosu özgün olmasına rağmen çizgisi halen bizden değil. Mimar Sinan'ın hayatını anlatan bir çizgi romanda bile Kaptan Swing'e sakal ve bıyık çizilerek ucuz işçilikle, kolaycılıkla bir yerlere varmaya çalışılıyor. Varılan nokta ise Avrupa ve Amerika standartlarının çok çok altında. Bu hatalı ve yetersiz sonuçta, daha düne kadar çizgi romana "yok" muamelesi yapan, ama bir takım yayınevlerinin iyi bir reklam ve tanıtım kampanyası ve iyi bir pazarlama stratejisi sonucu iyi bir ticari kazanç elde ettiğini gören ve bu rüzgardan istifade etmek isteyen fakat genel çizgi roman kültüründen bile yoksun olan x yayınevinin ciddi bir payı olduğunu da kabullenmeliyiz. Yayınevlerinin sermayesi, yazarın-çizerin enerjisi böyle heba edildikçe korkarım ki varacağımız sonuç her daim yabancı çizgi romanların gerisinde olacaktır. ”

Genç Mustafa: Mustafa Kemal Atatürk’ün harbiye yıllarının anlatıldığı kitabın senaryosunu Yalın Alpay yazdı, çizimini Barış Keşoğlu üstlendi. Genç Mustafa, Ulu Önder’in tüm yaşamını kapsaması tasarlanan 20 ciltlik bir serinin ilk kitabı.



Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan çizgi roman seriniz tamamlandıktan sonra –belki de önce- başka çizgi roman senaryoları da yazmayı planlıyor musunuz?

Yalın Alpay: (Genç Mustafa’nın senaristi)
“Yaşamı, anlamlı olmayan ve bu yüzden de sürekli olarak kendisine anlam yaratılması gereken beyhude bir süreç olarak algılıyorum. İnsan zihninin dışında bir anlam olmayınca, kişi aralıksız olarak dış dünyaya çeşitli anlamlar icat edip yakıştırıyor fakat bir süre sonra, icat edilen anlamlar arasında da bir çatışma ve bir karışıklık ortaya çıkıyor. Çatışan bu farklı anlam kurguları, bir kurgu diğerine egemen olana değin çarpışıyorlar ve sonunda kişi aralarından birisini tercih ediyor. Fakat bu tercih ediş, aynı Hegel'in diyalektik teorisinde olduğu gibi, hiç dinmeyen bir tez-antitez-sentez üçlemesi ile sonsuza kadar uzanıyor. Bu yüzden hiç durmadan evrilen bir dinler tarihimiz, bir düşünceler tarihimiz ve bir medeniyet tarihimiz var. İnsanlığın kendi tarihi gibi, kişinin kendi tarihi de yaşama çeşitli anlamlar katmaya çalışan fakat birbirleriyle de çelişmekten kurtulamayan kavramsal kurgularla dolu. Horkheimer'in çok sevdiğim bir sözü var: "Varlık ile kavram arasında indirgenemez bir gerilim vardır." Gerçekten de böyle. Varoluşun ıssız ve uçsuz bucaksız anlamsızlığını, kişi sınırlı zihni ve kategoriler arasında sıkıştırılmış mantığını ve aklını kullanarak anlamlı bir kavram haline getirmeye çabalarken, aslında daha baştan yenilgisinin mutlak olacağı bir mücadeleye girişiyor. Çünkü zihnimizin kavramsallaşma pratikleriyle, varoluşun maddesel yapısı arasında hata payı yüksek olan bir tekabüliyet var. Yani kısacası varlık ile kavram hiçbir zaman birebir örtüşmüyor. Varlığı değiştiremediğimizde, kavramı değiştirmeye çalışıyoruz. İşte bu süreç de her kişinin kendi yazarlık tarihi.



Benim de yaşama ilişkin görüşlerim, değer yargılarım, hedeflerim ve hayata dair icat ettiğim anlam silsilesi ihtiyaçlarıma, tecrübelerime ve yaşama aldığım pozisyona göre değişiyor ve kaleme almak istediğim öykülerin anlatıları, anlatım biçimleri, içerdikleri felsefe ve dile getirmek istediğim konular farklılaşıyor.

Yaşama anlam uydurmak için kaleme alınan pek çok metin gibi, ben de çizgi roman, roman, tiyatro metni, film senaryosu ve benzeri biçimlerde değişik öykülerle yaşama ilişkin anlamlandırma pratikleri yapmak istiyorum. Bu nedenle Atatürk'e ilişkin dizinin yanı sıra, pek çok farklı konuda yazmak dileğindeyim. Fransa'da çeşitli çalışmalar yapıyorum, hatta Genç Mustafa'nın da bir kısmını Paris'te yazmıştım. Yakında yurt dışında bir tiyatro oyunum sergilenecek. Bunu yeni çizgi roman senaryoları izler diye düşünüyorum. Bununla birlikte kendimi bir çizgi roman senaristi olarak algılamıyorum. Uğraştığım, kazanç elde ettiğim ve zevk aldığım pek çok şey içerisinde, çizgi roman senaristliği yalnızca bir öğe. Fakat ciddiye aldığım bir öğe. Bu yüzden de yeni çalışmalar da yapacağım."



Altemur Han’ın Üç Oğlu: Hipnoz çizgi roman dergisinde ilk üç bölümü yayımlanan çizgi roman. Babaları Altemur Han’ın ölümü üzerine Yedi Başlı Tuğ’u aramaya koyulan üç oğlun hikayesi anlatılıyor.

Hipnoz’da yayımlanan “Altemur Han’ın Üç Oğlu” farklı işlenişiyle dikkat çekiyor. Çizgi roman alanında yeni çalışmalarınız var mı?

Dorukhan Özcan: (Çizer/Senarist)
Çok teşekkür ederim, ama Türk Çizgi romanı kategorisinde şu an için adımın geçmesini gerektirecek bir şeyler yapabilmiş değilim daha. Yine de soruna cevap vermeye çalışayım. Çizgi roman adına yapmak istediğim o kadar çok şey var ki… Şimdilik zamanım el vermiyor ne yazık ki. Zaten çoğu da uzun vadede, bakış açımın, anlatımımın ve yaklaşımımın oturmasıyla ortaya çıkabilecek şeyler. Şimdilik kısa ama vurucu, değişik hikayeler yapayım, kafamda gün be gün, ay be ay gelişip oturmakta olan ileriye yönelik fikirlerimden ufak detayları kısa öyküler halinde çizip sunayım, bir yığın farklı şeyler deneyeyim istiyorum ama bir çizgi film stüdyosunda tam zamanlı story-board çizerliği yaptığım için pek vakit kalmıyor... Yakın bir gelecekte birçok şeyi yerine oturtacağımı sanıyorum, dolayısıyla yeniden çizgi roman için kafa yorabileceğim. Çizgi roman, nefes alma sebeplerimden biri çünkü.

***

MİZAH DERGİLERİNDEN ALBÜMLERE UZANAN YOL:

Mizah dergilerinde çıkan çizgi romanların albümlerde toplanarak basılması son zamanlarda sık sık karşılaştığımız bir durum. Gerek En Kahraman Rıdvan, İhtiyatsız Adam ve Galip Tekin’in kısa öyküleri gibi eski mizahseverlerin aşina olduğu, gerekse Fırat, Kötü Kedi Şerafettin, Otisabi gibi daha çok genç okurlara yönelik yayınlar büyük talep görmekte.




En Kahraman Rıdvan: Kahraman olma meraklısı, çizgi roman okuru kahraman. Bülent Arabacıoğlu’nun çeşitli mizah dergilerinde haftalık olarak yazıp çizdiği 12 macerası var. Şu ana kadar üç hikaye (Pislik, Robotlar, Banker) çok iyi bir baskıyla yayımlandı. Maceralar haftalık çıktığı dönemde özet karesiyle başladığından ve bu karelere albümlerde gerek duyulmayacağından karelerin ona göre tekrar düzenlenmesi gerekiyor; bu da bir zaman alıyormuş.

Mizah dergilerinde yayımlanmış çalışmalarınızın albümleştirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bülent Arabacıoğlu: (Çizer)
“1980 yılından başlayarak, her hafta 1,5 sayfa yayınlanan "En Kahraman Rıdvan" çizgi roman karakterimin her öyküsünün bir albüm halinde yayınlanması, benim ve ilgi ile izleyen okuyucuların ortak isteği idi. Sonuçta okuyucu bazı haftaları kaçırabiliyor ve zaten arada 7 gün gibi bir süre olduğu için öykünün akıcılığı kaybolabiliyordu. Ayrıca herkesin, yayınlandığı mizah dergilerini biriktirip ciltletme olanağı da olamıyordu.

Uykusuz mizah dergisindeki arkadaşların böyle bir teklifle gelmeleri ve sonuçta En Kahraman Rıdvan öykülerinin kronolojik sırayla albüm haline getirilmesi, hem yeni jenerasyon okuyucuyla tanışması hem de kitaplıklarımızın raflarında kalıcı olarak yer alabilmesi adına beni fazlasıyla memnun etmiştir. Herkese güzel yarınlar dileklerimle...”

***
Dergiler:

1001 Roman, Tercüman Çocuk, Milliyet Çocuk, Doğan Kardeş gibi bir döneme damga vurmuş çizgi roman dergilerinin sayıları eskisine göre oldukça az olsa da halen yayımlanmakta. Yerli yapımlara ağırlık veren Hipnoz, Heavy Metal gibi dergiler dışında 1001roman’ın (Karaoğlan Magazin) ve Demirbaş Yayıncılık’ın (Miray Çocuk) çıkarmayı planladıkları dergiler olduğu söyleniyor. Ayrıca çocuklara yönelik birkaç çizgi roman dergisi daha mevcut.

İnternet Yayıncılığı ve Tanıtımda İnternetin İşlevi…




Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları: Kahraman Korkmaz’ın da çizeri olan Devrim Kunter’in yarattığı kahramanın maceraları, 1920’li yılların Türkiyesinde geçiyor. Yer yer fantastik unsurların da bulunduğu çizgi romanda Seyfettin Efendi, gizemli olayları çözmek için kurulmuş “İfşa-i Sır” adlı teşkilatın başkanı. Seyfettin Efendi’nin bir diğer özelliği gerek dış görünüşünün, gerekse biyografisinin Ömer Seyfettin’le benzerlik göstermesi. Maceraların bir bölümü internetten yayımlandı.

Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları” gibi özgün bir çizgi roman çalışmanız var. Bu çalışmalar kısa öyküler halinde çeşitli mecralarda yayımlanıp, güzel tepkiler aldı. Seyfettin Efendi, ileride bir albüm olursa kısa maceralardan mı, tek bir maceradan mı oluşacak? Bu konuda çalışmalarınız var mı?

Devrim Kunter: (Çizer/Senarist)
2011 senesinde Seyfettin efendi'nin uzun macerasına yeterli zaman ayıramadığım için kısa maceralar üzerinde çalışmaya başladım. Bayağı bir kısa macera birikince bunları da toplu bir albüm yapma fikri gündeme geldi işin doğrusu. Farklı yazarların da katılımıyla bir kısa maceralar albümü oluşturabiliriz belki. Fakat asıl hedefim her biri 96 sayfalık 6 macerayı bitirip bastırabilmek. 2012 yılında bu konuya daha fazla zaman ayırmayı planlıyorum.




Muhteşem Yüzyıl: Zafer Yolunda: Osmanlı İmparatorluğu padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümranlık yıllarını ve dönemin saray entrikalarını kurmaca olarak anlatan Muhteşem Yüzyıl adlı televizyon dizisinden bir bölüm Koray Kuranel’in çizgileriyle yeniden hayat buldu. İnternet üzerinden interaktif olarak okuruyla buluşan “Muhteşem Yüzyıl: Zafer Yolunda” adlı çizgi roman yazılı ve görsel medyadan tam not aldı.

Muhteşem Yüzyıl'ın çizgi romanını çizdiniz. Bu projenin seri şeklinde devam edeceği söyleniyor. Doğru mu? Yeni çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Koray Kuranel: (Çizer)
“Muhteşem Yüzyıl çizgi romanının seri halde devam edip etmeyeceğini gerçekten bilmiyorum,en azından bana bir şey söylenmedi. Belki proje sahipleri ( 41!29?) sizi daha iyi aydınlatabilirler bu konuda... Bunun haricinde düzenli olarak reklam sektörü için iş üretmeye devam ediyorum...”

Genç Türk çizgi roman üreticilerinin işlerini duyurmalarında internetin rolü nedir? İnternette yayımlanan işler önlerine yeni fırsatlar getirir mi?

Emrah Çıldır: (Çizer)
“İnternet ile sınırların kısmen ortadan kalktığını düşünüyorum. İnternet aracılığı ile işlerini paylaşan bir çok çizerin yeni fırsatlar yakaladığını yakın çevremden biliyorum. Yeterli seviyede yabancı dil bilen genç çizgi roman çizeri yurt dışındaki yayıncı ve editörlere de ulaşabilmektedir. Kişi oluşturduğu kurumsal kimlik ile kendini markalaştırmalıdır. Çizerler kendi alanları ile ilgili blog, site ve forumları takip etmeli ve işlerini paylaşmalıdır. Tüm genç çizer arkadaşlara önerim internetin olanaklarından olabildiğine faydalanmalarıdır. Kendilerini eleştirme ve sektöre tanıtma imkanını yakalayacaklardır.”


Kültürel Güncel’in çizgi roman önerileri:

Çizgi Öyküler – Yiğit Özgür
Fırat – Uğur Gürsoy
Genç Mustafa – Yalın Alpay-Barış Keşoğlu
En Kahraman Rıdvan(1,2,3) – Bülent Arabacıoğlu
Sandık İçi(1,2) – Ersin Karabulut
Tuhaf Öyküler(1,2) – Galip Tekin


Ayrıca;
Seyfettin Efendi: http://seyfettinefendi.blogspot.com

Muhteşem Yüzyıl: Zafer Yolunda http://www.zaferyolunda.com/

Gölge e dergi: http://golgedergi.blogspot.com/

Altın Madalyon e dergi: http://altinmadalyone-dergi.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ömer Muz Röportajım:

Kaliteli bir yerli polisiye: "Karanlıkta Koşanlar"