Kaptan Venüs





Çizgi roman araştırmacısı Lami Tiryaki, bu yazısında Yüzbaşı Volkan'la birlikte Ali Recan'ın unutulmaz yapıtları arasında yer alan bilim kurgu çizgi romanı Kaptan Venüs'ü anlatıyor.

Kaptan Venüs:
"Adını aldığı Aşk Tanrıçası'na yaraşır güzelliği ile kurgu bilimin en çarpıcı, en göz alıcı konularıyla, Kaptan Venüs her Cuma sizinle..."
Alfa Yayınları reklamlarından

Diana Palmer(Walker), Narda, Karma, Vampirella, Betty, Druuna, Dale Arden, Valeria, Red Sonja, Diana Lombard, Gazeteci Funda, Lilith, Ceylan Gözü, Louis Lane, Julia Kendall, Legs Weaver, Suzy Brown ve daha niceleri... Çizgi romanlarda bir dolu kadın tiplemeleri yer alır. Genellikle ikincil rollerde gözükürler; sevgili, arkadaş, düşman ya da mağdur olarak öykülerden geçip giderler. Legs Weaver, Red Sonja gibi erkek tiplemelerin başrolü oynadığı çizgi romanlardan sivrilip çıkanları, kendi bağımsız dizisini oluşturacak kadar popüler olanları vardır. Bu açıdan yerli çizgi romanlarımıza baktığımızda, durumun daha da sınırlı olduğu çarpar gözümüze. Biri hariç hemen tüm kadın tiplemeler, ya "millî ve hamasi" tipler olarak yan "rollerde" ya da mizah dergilerinde -gazetelerde bant-karikatür olarak yer alırlar.


Alfa Yayınları'ndan çıkan bir çizgi roman başarı kazanmış bir istisna sayılabilir. Bir miktar kopya ve biraz da bizden öğelerle oluşturulan, ancak kendine has bir evreni ve okur kitlesi olan Kaptan Venüs'ten bahsediyoruz...

Venüs, Yüzbaşı Volkan'ın yaratıcısı Ali Recan tarafından 1978 yılında (o dönemin sosyo-kültürel özelliklerini taşıyarak) yaratılmıştır. Venüs'ün yüzünde, Farah Fawcett gibi o yılların gözde Holywood oyuncularının esintileri farkedilir. Buna karşılık balık eti bedeniyle Yeşilçam'ın kadın oyuncularını da andırmaktadır. Kaptan Venüs'ün tasarımıyla, tam bir Doğu-Batı sentezi oluşturulmuştur diyebiliriz. Cinsel patlama yaşanan yetmişli yıllarda, dünyanın hemen her yerinde erotik objelerin her türlü anlatıya dahli söz konusuydu. Tecimsel, estetik ya da ideolojik kaygılarla "çıplaklık" ve erotizm mevcut tüm örüntülere sızıyordu. En ciddi filmlerde bile çıplaklığa rastlanabiliyordu. Çizgi romanlar da bu dalgalanmadan kaçınılmaz olarak payını aldı. Venüs'ün de, yayımlandığı dönem itibarıyla, bu akıma kapılmaması düşünülemezdi elbette. Yüzbaşı Volkan'da olduğu gibi ölçülü bir erotizm zaman zaman Venüs'te de kendini hissettiriyordu. Her şeyden önce Venüs'ün göğüslerini yarı yarıya açık bırakan daracık giysisi itibariyle Venüs erotik olarak tasarlanmıştı. Ancak yine de onun sadece erotik temalı bir çizgi roman olduğunu düşünmek, pek de doğru bir yorum sayılmaz.

Kişisel olarak, Ali Recan'ın, Kaptan Venüs'te erotizme gerektiği kadar, üstelik çoğu kez seviyeli bir şekilde yer verdiğini düşünüyorum, örneğin ilk macera olan Uzayda Kaybolan Kadın'ın girişindeki bölüm ya da yine aynı sayının 13. sayfasındaki kareler sanat tablolarını andıran oldukça estetik bir anlayışla tasarlanmıştır. Dizide, kimi sevişme sahneleri ticarî amaçlı olarak kullanılmış olsa da, Venüs'ü erotik çizgi roman türüne sokmaya yeterli değildir. Bazı maceralarda bu özellik zorlanmış, fakat dizinin genel havası içinde atıl kalmıştır

Tasarım:

Kaptan Venüs, günümüzle gelecek arasına, yetmişli yılların gündelik hayatını ustaca yerleştirerek bir köprü kurmuş gibidir. Serüvenler, her ne kadar Türkiye olmayan ve bilinmeyen bir ülkede geçiyor olsa da bu ülke Amerika da değildir. Zaten isimlere baktığımızda - Mandrake'de olduğu gibi- Orion, Profesör Sinüs gibi anglo-sakson kökenli isimlerin tercih edildiğini görürüz. Maceralarda, Fatih Sultan Mehmet, Cengiz Han ve Herkül birlikte yer almakta, çeşitli uluslardan ve zamanlardan insanlar, ortak maceralar yaşayabilmektedirler. Aslında Kaptan Venüs, daha çok dünya çizgi romanı olmaya aday bir seridir.

Karakter ve mekân tasarımları da oldukça insancıl ve döneminin özelliklerini yansıtır. Erkekler, kulakları örten uzun saçlarıyla o yılların modasına uygun tasarlanmıştır. Bazı karakterler de, Alfa'nın diğer ürünlerinden alınmıştır. Örneğin Orion'un yüzü, sarı saçlı bir Yüzbaşı Volkan gibidir. Zarko'nun Son Adamı'ndaki uzaylı tipi de yine Yüzbaşı Volkan'ın Uçan Daire'nin Sırrı (Tay Yayınları; cilt 15-16) serüvenindeki uzaylı karakterinden alınmadır. Bundan başka, Profesör Sinüs de Gordon'un Ölüm Taşı isimli macerasındaki (Tay Yayınları, cilt: 26) Dr. Suiss'e oldukça benzemektedir. Mekânlar, bilimkurgunun altın çağını aratmayacak kadar nostaljik, modern çevre tasarımlarının güzel örnekleri olabilecek kadar da çağdaştır. Bugünün karmaşık bilgisayar efektlerinin sindiği kaos dolu boğucu mekânlar yerine, basit ayrımlan olan şık giysiler ve estetik çizimlerin hakim olduğu sade mekânlar tercih edilmiştir.



Maceralar...
Oldukça uzun bir macera olan “Uzayda Kaybolan Kadın” isimli iddialı serüvenden sonra, “Taş Devrindeki Güzel”, “Robotlar”, “Ünlüler Cenneti” gibi son derece keyifli maceralarla, dizi 16. sayıya kadar sürdürülmüştür. 16. sayıdan itibaren kısa, çok yüzeysel, çoğu da kopya olan maceralar, diziye sanki "zorla" devam edilmeye çalışıldığının kanıtı gibi durmaktadır.

Kaptan Venüs'te, Amerikan ekolü haricindeki çizgi romanlarda -en azından o dönemde- olmayan bir özellik göze çarpıyor: İki macerasında, başka çizgi roman kahramanlarıyla maceralar yaşar. Bunlardan ilki, belki de maceralarının -bizim açımızdan- en sıcakkanlı olanı, “Kaptan Venüs Yüzbaşı Volkan'a Karşı” (Sayı: 13-15) isimli olanıdır.

Ali Recan, iki ünlü kahramanını "Star Trek dizisinden alınma" başarılı bir öyküde bir araya getirir. Sönmüş bir yıldız artığıyla çarpışan Venüs’ün kumanda ettiği yıldız gemisi, zaman boyunca geriye giderek yirminci yüzyıl semalarına girer. Kendilerini UFO sanan Yüzbaşı Volkan’ın yönetimindeki Starfighter’la karşılaşır. Volkan’ı gemilerine alan Venüs ve ekibi çeşitli olaylardan sonra gemilerini tamir ederek Volkan’ı yakalandığı ana geri gönderirler. Sonra da kendi uzay-zamanlarına başarılı bir geri dönüş yaparlar. Bu macerada yeralan Volkan ve Venüs’ün öpüşme sahneleri, bizce unutulmazlar arasındadır.




Kaptan Venüs Yüzbaşı Volkan'a Karşı - Ali Recan
Bir kadın olmasına rağmen Venüs'te feminist özelliklere pek rastlamayız. Tek tük göndermeler olsa da, bu tür yaklaşımlar dizinin genel seyri içinde başat olamamıştır. Kaptan Venüs Yüzbaşı Volkan'a Karşı macerasının girişinde, gemi tayfalarından birinin "kadın bir kaptan" olgusunu alaya alan konuşmalarını duyan Venüs'ün adama "dersini verdiği" sahneler, oldukça erkeksidir. (sayı 14).

Kimi serüvenlerde hümanist mesajlar verilerek evrensel değerlere dikkat edilir, örneğin “Zarko'nun Son Adamı” isimli öyküde bir araştırma gemisi arızalanarak, yabancı bir gezegene düşer. Gemideki astronotların durumunu araştırmakla görevlendirilen Venüs, gezegende tüm personelin öldüğünü sadece eski arkadaşı Lyra'nın kurtulduğunu öğrenir. Onu kurtaran, Zarko isimli bu gezegende yaşayan ve türünün son örneği olan “Zorg” İsimli bir uzaylıdır. Dış görünüş itibariyle bize korkunç gelebilecek bu yaratıkla Lyra arasında duygusal bir ilişki gelişmiş ve yaratığın ırkının devamına -melez de olsa- imkân bulunmuştur. Açıkça ırkçılığa karşı mesajlar veren bu serüvende, uzaylı yaratıktan olan ve dış görünümü tamamıyla Zarkolulara benzeyen bebeğin resmedildiği kareler çarpıcıdır (sayı: 8, sayfa: 14). Lyra, insana benzemeyen bebeğini büyük bir sevgiyle kucağına alır ve bağrına basar...
Venüs'ün Yayını:
Venüs ilk kez 1978 yılının Kasım ayında. “Uzayda Kaybolan Kadın” isimli macerayla yayına başladı. Venüs'ün üzerine doğru uçan yaratığın resmedildiği Yalçın Dağlı imzalı özgün kapakla ve 6 lira fiyatla Alfa Yayınları'ndan çıkıyordu. Hemen hemen tüm serinin kapaklarını Yalçın Dağlı ve Şahin Karakoç çizdi. 1978-1979 yılları arasında, 32 ve 40 sayfalık dergiler halinde yayımlanan dizi, tam 27 sayı yayımlandı, ilk 3 sayı kapak hariç 40 sayfa, sonraki 24 sayı ise 32 sayfa olarak Tay Yayınları ekolüne uygun bir yayın anlayışıyla çıktı. Bu 27 sayı yayımlanırken, iadeler ve elde kalanlar, üçerli olarak ciltlenerek de piyasaya sürüldü. Bu seri, 9 cilt sürmüş ve toplam 28 kapak yayımlanmıştır. Fazladan olan kapak, 1. cildin arka kapağı olarak tasarlanmıştı. Kapaklarda fantastik ve bilimkurgu öğelerine ağırlık verilmişti. Derginin 27. sayısının sonunda ekonomik nedenler ileri sürülerek bir kapanma duyurusu yapıldı:

“Değerli okuyucular!

Giderek artan kağıt sıkıntısı ve benzeri zorluklar nedeniyle bizim türümüzdeki dergilerin tümü gibi haftalık yayınımıza ara vermek zorunda kalıyoruz... Cilt yayınlarımız düzenli olarak sürmektedir... Yukarıdaki maceranın (Savaş ve Barış) arkasını ve Venüs'ün yeni maceralarını bundan böyle 96 sayfa 15 liralık ciltlerde daha doyurucu ve daha ekonomik olarak izleyeceksiniz.

Saygılarımızla”

Ancak bu gerçekleşmeyecekti ve Venüs, 10. ciltten itibaren 29. cilde kadar tekrarlar yaparak 64 sayfalık ciltler halinde yayımlandı. Özensiz ve dayanıksız kapaklarla ve 16. sayıdan itibaren Yüzbaşı Volkan'ın bir versiyonu olan Yüzbaşı Kobra'nın “Kayıp Ülke” serüvenini üst üste tekrarlayarak Venüs'ün yayını sona erdi.




1996 yılından itibaren çizgi roman piyasasının yeniden, canlanmasına paralel olarak çıkan ilk Conan dergilerinin arka kapağında Kaptan Venüs'ün "pek yakında" yayımlanacağı duyurusu yapılsa da bu gerçekleşmedi.


"Lami Tiryaki" kimdir?

1968 Ankara doğumlu. Çizgi roman okumaya, dokuz yaşında, Zagor'la başladı. 1991'de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü'nü bitiren Tiryaki; deterjan, ilaç ve boya üretiminde geçen iş hayatı boyunca çizgi romanlardan ve bilim kurgudan hiç kopmadı. Şimdilerde eşi, kızı, çizgi romanlar ve sporla dolu muhteşem bir hayatı var.

http://lamininyeri.blogspot.com/

Yorumlar

Adsız dedi ki…

Merak ettiğim birçok şeye cevap olan güzel bir yazı.. Teşekkürlerimi sunuyorum..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakan Karabey’le Ümit Kaptan üzerine…

Kaliteli bir yerli polisiye: "Karanlıkta Koşanlar"

Türk çizgi romanı ne durumda?