Gözler ve Karanlık: Bir Milano Polisiyesi



   Kurbanlarının kalplerini deşen sanatçı ruhlu bir seri katil, amirinin yaptığı baskılardan eli kolu bağlı genç bir komiser ve şehrin başına bela olan seri katilin aslında, yeni bir ekol yaratmış, ressam Alessandro olduğundan habersiz Milano halkı.

Gigi Simeoni’nin yazıp çizdiği, ülkemizde 2010 yılında Hoz Comics’ten çıkmış çizgi roman için tam olarak “polisiye” demek doğru olmayabilir belki de. Ama içinde benzer şekillerde işlenmiş bolca cinayet ve görevi uğruna kendininkiyle birlikte sevdiklerinin de canlarını tehlikeye atan bir komiser olduğu için “cinayet” değil de “polisiye” diyorum kitabın türüne.


Zaman ve mekan:
Çizgi roman 19. yüzyıl sonlarında İtalya’da geçiyor. Otomobil, telefon ve ampul gibi icatlar sonrası at arabaları ve gaz lambalarının gündelik yaşamı yavaş yavaş terk ettiği yıllarda… Yazar, zaman ve mekanı Karındeşen Jack’in yaşadığı dönemden esinlenerek belirlediğini kitabın giriş bölümünde anlatmış.


Konusu:
Olayın büyük bölümünün anlatıcısı ve bizzat içinde yaşayanı olan genç ressam Alessandro için her şey, evleneceği kadın, birlikte geçirdikleri bir trafik kazası sonrası, yaşamını yitirdiğinde başlar. Sevdiği kadının gözlerinde belli belirsiz bir şekil görür (ya da gördüğünü zanneder). Hatta gördüğü şeyin ruhun görüntüsü olduğuna dair kendi kendini ikna eder. Üzücü olayın ardından uzun bir süre odasına kapanarak o şekli defalarca resmeder. Artık durum onda bir saplantı halini almıştır.

   Şekil zihninden silinmeye yüz tutunca, aynı şeyi ölmek üzere olan başkalarının gözlerinde aramaya başlar. İlk denemeleri başarısız olsa da “kaçırılmayacak fırsat” önüne aniden çıkacaktır. Hem de bu “fırsat” öldürülmesine kimsenin üzülmeyeceği bir kişi olacaktır. Tabii bir süre sonra öldürme isteğini kontrol edemeyerek ölmek üzere olan başka gözler aramaya devam edecektir.

   Neticede ressam, birkaç “deneme”nin ardından en başarılı çizimlerini ortaya koyarak, yeni bir akım oluşturur.

İlk başlarda, oluşturduğu bu akım “portre dışında başka bir şeye resim demeyenler” tarafından eleştirilse de daha sonra yeteneği kabul edilir. Artık kayınpederinin de yardımıyla o kötü günleri atlatması ve tüm benliğiyle işine sarılmasıyla herkesin takdirini kazanmış bir sanatçıdır o.


 Bir kişi hariç!.. Komiser De Vitalis… Vitalis cinayet soruşturması sonucu, resimlerinde aynı figürü kullanan bu genç ressamdan şüphelenmiştir. Ancak işi hiç de kolay olmayacaktır. Karşısında hem çok tehlikeli, hem de ressamın kayınpederinin baskısıyla eli kolu bağlı(?) olan amiri vardır? Kısacası bu olayın çözümü yalnızca genç komiserin elinde olacaktır.

Blefarosta:
Dehalık ile delilik arasındaki ince çizgiden ikinci çizgiye uzanan yolculuğunda Alessandro, öldürdüğü insanların ruhlarının dışarı çıkışını gözlerinde görmek için bir tıp gereci kullanmaktadır. Blefarosta adı verilen bu alet göz kapaklarının kapanmasına engel olduğundan bazı göz ameliyatlarında kullanılmaktadır.

Son olarak bu güzel yapıtı dilimize kazandırarak, üzerine bir şeyler karalamamızı sağlayan Hoz Comics’e teşekkürler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk çizgi romanı ne durumda?

Ömer Muz Röportajım:

Kaliteli bir yerli polisiye: "Karanlıkta Koşanlar"