
Türkiye’de mizah dergileri kısıtlı çizgi roman üretiminin soluk noktası adeta… Tabii üretim alanı kısıtlı olunca çıkan işlerin kalitesi belli bir seviyenin altında oluyor kimi zaman. Çalakalem çizimler ve komik olmayı beceremeyen; küfür ve kötü davranışları her şeyin merkezine koyan, tek boyutlu esprilerin popüler olmasını yadırgıyorum. Ersin Karabulut’sa, bu dergilerde çizgi roman üreten ve yaptığı işin hakkını veren en iyi sanatçılardan biri. Sanatçının dördüncü çizgi roman albümü “Amatör” Uykusuz’da yayımlanışının ardından kitap olarak basıldı.
![]() |
Otisabi |
***
Yalçın “sıradan” bir genç… En büyük hayali; hayatlarına imrendiği, hatta ilah gözüyle baktığı Uykusuz’daki mizahçıların yanında çizim yaparken sabahlamak! Anne ve babasının “bir an önce oku veya iş bul da adam ol” telkinlerine ve “mizah yapmanın” hobi olarak görülmesine karşı çıkıyor. Uykusuz ekibine katılmak isteyen herkes gibi birkaç çalışmasını toplayıp derginin amatör gününe gidiyor. Havada kapılacağını düşündüğünden, işlerini götürürken özgüveni zirvede… Her bir karikatürünün altına telefon numarasını özenle yazmış, köşesinin adını bile bulmuş hatta: “ÇınÇın!” Soyadının ilk hecesinin tekrarından oluşuyor bu ad, Yalçın o zaman bu ismin lakabı olarak kalacağını bilmiyor.
Okullardaki aşı kuyruğunda yaşanan durumun bir benzeri Yılmaz Aslantürk’ün odasında yaşanıyor. Heyecanı diğer amatörlere gelen her eleştiride biraz daha artarken; sıra kendisine geldiğinde özgüveni hepten yitmiş, endişeden ibaret bir halde “Otisabi”nin karşısına çıkıyor. Sonuç hüsran elbette, ağzından en fazla birkaç sözcük dökülüyor ve odadan hayalet gibi ayrılıyor. Yerin dibine giremeyeceğinin farkında olduğundan elinden gelen en büyük şey bir daha Uykusuz’un da karikatürün de mizahın da adını anmamak olacak büyük olasılıkla… Ama dünyanın bir köşesinde bir kelebek kanat çırpıp, buna engel oluyor: Yalçın’ın arkasından bir başka amatör; Tarkan ona sesleniyor. Tanıştıktan sonra bir yerlere oturup, sohbete girişiyorlar. Yalçın’ın Uykusuz’la bağlarını koparmamasına neden oluyor Tarkan. Amatör gününde gördüğü Aybike adlı bir kız ve ilerleyen günlerde alacağı bir telefon çağrısı bunu perçinliyor. Hayat, Yalçın’ın beklentilerinin yörüngesinde ilerlemiyor olsa da; yaşadıkları onun, hakkında en iyisinin her zaman istediği olmadığını anlayıp, “amatör”lükten sıyrılmasını sağlıyor bir anlamda…
* * *
Künye:
Ersin Karabulut / “Amatör”
Mürekkep Basım Yayın
Kasım 2012 / 64 sayfa
1 yorum:
Ersin Karabulut herhalde en sevdiğim lise yıllarından bu yana vazgeçemediğim..
Ah figen ah diyorum ..
Yorum Gönder