Anıl Gürak Röportajım:

Mizah dergisi GIRGIR'da çizen, ayrıntılı çizimleriyle takdire şayan biriyle; Anıl Gürak'la röportaj yaptım. Kendisine röportajıma katıldığı ve samimi cevaplar verdiği için çok ama çok teşekkür ediyorum. 








Kültürel Güncel: Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz? 
Anıl Gürak: Hayatta çizmekten başka, hiçbir şeyden anlamayan biriyim. Onu da nasıl yapabildiğimi bilmiyorum.Televizyonculuk okudum ama sektörde çalışmayı hiç düşünmedim. Yaklaşık 6-7 yıldır mizah dergilerindeyim. Şu anda Gırgır dergisinde çalışıyorum. Bunun dışında çocuk dergileri ve başka yerlere karikatür-illüstrasyon çiziyorum...


K.G: Karikatür çizmeye nasıl başladınız?
A.G: Çizebildiğimi 4-5 yaşlarındayken farkettim. Önce mağara adamları gibi duvarlara çiziyordum. Kağıt kullanmak aklıma gelmediğinden sanırım. Bu yüzden annemden sıkı bir tokat yemiştim. Ama elime :) Duvara çizdiğim ilk şey de Fred Çakmaktaş'dı... Sonra mizah dergilerini keşfettim ve buradakiler gibi çizmeye başladım. Baktım fena olmuyor, bunları dergilere yollamaya başladım.
Şimdi de o zamanlar karikatür gönderdiğim Gırgır dergisindeyim.


K.G: İlk karikatürünüz nerede yayınlandı. Mümkünse onu bizimle paylaşabilir misiniz?
A.G: İlk karikatürüm Pişmiş Kelle dergisinde yayınlandı. O zaman orta okula gidiyordum. Çok sevdiğim karikatürist Kemal Aratan'ın köşesinin yanında minnacık 2 karikatürüm vardı. Bana çok büyük bir sevinç ve gaz vermişti. Paylaşmayı isterim ancak bulmam zor :)

K.G: 'Bu mesleğin en zor yanı...' şeklinde bir tanımlama yapabilir misiniz?
A.G: En zor yanı üretim aşamasındaki stres. Bir de dergi günü iş yetiştirme telaşı var ki. İşini çok geç teslim eden biri olarak gerçekten çok yaşıyorum bunu.





K.G: Ünlüleri-film karakterlerini çok gerçekçi çiziyorsunuz. Her hafta bu kadar ayrıntılı çizimleri nasıl yetiştiriyorsunuz?
A.G: Çizgi film karakterleriyle oynamayı seviyorum. Onları yıllarca hoplayıp zıplarken gördüm, biraz da benim istediğimi yapsınlar diyerek bu tarafa yöneldim. Çizerken orjinalindeki tadı da yakalamak gerekiyor tabi.Bu açıdan zamanımı alıyor ama çok eğleniyorum...

K.G: Esprileri bulmakta sıkıntı çektiğiniz oluyor mu?
A.G: Esprileri bulmak sıkıntılı. Hele benim gibi dikkatini zor toplayan ve son ana kadar boş işlerle uğraşan biriyseniz bazen çileye dönüşebiliyor.

K.G: Günlük yaşamda da bu kadar komik misiniz?
A.G: İnsanlarla çabuk iletişime giremiyorum. Genelde 'grubun sessizi' konumunda oluyorum. Ama samimi arkadaşlarımın yanında çok eğlendiğimiz olur.

K.G: Mizah dünyasında yer almak hayatınızda bir şeyleri değiştirdi mi?
A.G: Beni daha mutlu bir insan yaptı. Çünkü istediğim şey buydu.Küçükken çizimlerine bakıp hayranlık duyduğum ustalarımla meslektaş olmak, hatta aynı dergide çalışmak muhteşem...

K.G: Çizer olmak isteyen gençlere herhangi bir öneriniz var mı?
A.G: Çizer olmak isteyenlere bu konuda ciddi ve sabırlı olmalarını öneririm. Yeteri kadar emek harcamadan, özen göstermeden dergilerde yer almak isteyenler oluyor. İstedikleri şirkette ilk günden müdür olmak gibi bir şey. Bunun uzun bir yol olduğunu unutmamak gerekli. Gerçekten çizme arzusundaki arkadaşlara mizah dergilerini takip etmelerini ve bol bol çizmelerini öneririm. Her şey hakkında biraz bilgi sahibi olmaları, çevrelerinde olup bitenlere kulak kabartmaları önemli...


K.G: Son olarak bir şey söylemek ister misiniz?
A.G: Çok keyifli bir dünyada yaşamıyoruz. Bu yüzden biraz tebessüme ihtiyacımız var. Kötü olaylardan az da olsa sıyrılmaya ve bunlardan keyifli bir nokta çıkarmaya çalışalım.
K.G: Sorularıma verdiğiniz içten cevaplar için çok teşekkür ederim. Başarılar...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
çizimleri etkileyiciymiş.
Adsız dedi ki…
özellikle son karikatüre bayıldım. ''oksa ok'' :) :)
Adsız dedi ki…
Son söylediğinde çok haklı; ''Çok keyifli bir dünyada yaşamıyoruz.''
Volkan dedi ki…
Gırgır dergisini sırf Anıl Gürak'ın karikatürlerini okumak için alıyorum. En sevdiğim karikatür çizeri oluyor kendisi...
serpil dedi ki…
işi geç teslim etmek zaten tüm karikatüristlerin sorunu :)
Unknown dedi ki…
Ben ilk karikatüre Kadıköy karikatür evinde Anıl Beyin öğrencisi olarak başladım. İlk derste tecrübeli olan birkaç kursiyerin çizimleri beni korkuttu. Acaba bende böyle güzel çizebilirmiyim diye!.. Hatta pes etmeyi bile düşündüm. Ama Anıl Hocamızın engin tecrübesi, moral desteği, öğretmenlik yetenekleri, herkesle birebir ilgilenmesi, sabırlı olması vs. nedenlerle zamanla anladık ki beceri konusunda korkacak bir şey yok.
Anıl Hocamızı biz kursiyerler çok sevdik. Sanırım o' da bizleri sevmiştir. Ondan çok şey öğrendik. Heyecanlarımızı yendik. Her geçen gün kendimizi dahada ilerlettik...

Hocamız gibi çok değerli arkadaşlarla da tanıştık.
İyiki karikatür kursuna yazılmış ve kabul edilmişim. İyiki birbirinden değerli insanlarla tanışmışız. Başta Anıl Hocam olmak üzere, kurs ile ilgili destek veren Kadıköy Belediyesi ilgililerine ve kursiyer arkadaşlarımıza Sonsuz teşekkürler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk çizgi romanı ne durumda?

Ömer Muz Röportajım:

Kaliteli bir yerli polisiye: "Karanlıkta Koşanlar"