Deniz Kestane Röportajım:

 Mizah Dergisi Gırgır'ın arka kapağında çizen Deniz Kestane'yle röportaj yaptım.  Beni kırmayıp, sorularıma cevap verdiği için kendisine çok teşekkür ederim...
 
Kültürel Güncel: Öncelikle söylemeliyim ki -biraz yalakalık gibi olacak, ama doğru- Gırgır'ı her hafta alma sebebimsiniz. Lamı Cimi'deki yorumlarınız; arka kapaktaki karikatürleriniz; 'Özgecan', 'Müşfik' ve 'Birbirimizin Olduk' bölümleriniz oldukça yaratıcı. Ayrıca Twitter ve Facebook'da da sıkı takipçilerinizdenim.

Deniz Kestane: Öncelikle güzel sözlerin için teşekkür ederim:) Sorularını cevaplamaya çalışayım.



KG: Yaşantınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

DK: Deniz Kestane ben. Hayır nickname değil, bizzat adım ve soyadım. 26 yaşındayım. İşletme fakültesini bitirdim. 2008 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ni birincilikle kazandım. Uzun süredir mizah dergileri ve gazetelerde karikatürler çiziyor, yazılar yazıyorum, senaryolar kaleme alıyorum.


KG: Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz?

DK: ''Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz?'' sorularının cevapları genellikle megolomanlık içeren cümlelerden oluşur:) "Özümde iyi biriyim" desem yeterli olur mu bilemedim.


KG: Hobileriniz, yapmaktan hoşlandığınız şeyler nelerdir?

DK: Düzenli olarak karikatür çizmek ve mizahla ilgilenmek ciddi mesai isteyen ağır bir iştir aslında. Bunun dışında pop art, kısa film çekmek ve kitap okumak gibi hobilerim var.


KG: Karikatür çizmeye nasıl başladınız?

DK: Aslında bu soruyu nasıl cevaplayacağımı bilemiyorum. Çok küçüktüm, birşeyler çiziyordum. Çizdiklerimin karikatür olduğunu farkettim ve olaylar gelişti.


KG: Lisede dersleriniz nasıldı? Hangi bölümde okumuştunuz? Matematiği sever miydiniz?(Nefret ederim de...)

DK: Lisede ne çok çalışkan ne de çok tembel bir öğrenciydim. Fakat her zaman göz önünde, tanınan biriydim. Sayısal derslerle aram hiç iyi olmadı. Ben de yazar/çizer oldum:) Belki kötü bir örnek olucam ama lise bittikten sonra üniversitedeyken matematikten 3 sene üst üste kaldım ve okulu 8 senede bitirebildim. Sayısal derslerle pek anlaşamıyorum kısaca.


KG: Güncel/siyasi konularla ilgili karikatürler belirlenirken nelere dikkat ediyorsunuz?

DK: Dergide gündem karikatürleri pazartesi günleri belirleniyor. Hep birlikte oturup o haftaki güncel ve siyasi olaylar hakkında konuşuyor, ilgili haberleri derliyoruz. Sonrasında genel bir oylama yapıp o hafta gündem sayfalarımızda değerlendireceğimiz haberleri seçiyoruz. O haberlere uygun duruşumuzu da yansıtacak karikatür esprilerini bulup uygun çizgilere göre paylaştırıyoruz. O esprileri bulurken ve sayfamızı hazırlarken dikkat ettiğimiz bir çok nokta var. Bunlardan biri tarafsız ve objektif olmak ve okuyucularımıza mizahi ve farklı bir bakış açısı kazandırmak gibi.


KG: Karikatürist olmak için İstanbul'da yaşamak zorunlu mu?

DK: Karikatürist olmak için İstanbul'da yaşamak zorunlu değil tabi ki. Karikatüristlikten kasıt mizah dergilerinde yer almak ise İstanbul'da fiilen bulunmak bir çeşit zorunluluk haline gelebilir ama. Karikatürist olabilmek diğer mesleklerde olduğu gibi özgeçmişimizi elimize alıp dergiye müracaat ederek olmuyor. Her derginin amatör sayfaları ve amatör günleri var malum. O sayfalar yeni gelecek çizer arkadaşlar için bir çeşit okul ve hazırlık bölümü niteliğinde. Sayfa editörleri ve karikatürist arkadaşlarımız gelen amatör arkadaşların çalışmalarına yorumlar yapıyor, kendini geliştirip ilerlemesi yönünde tavsiyelerde bulunuyor. Hal böyle olunca bizzat dergilerde bulunup bu günlere katılım bir çeşit gereklilik haline geliyor. Posta ve e-mail yolu ile de bir çok başvuru yapılıyor şüphesiz ama bu başvurulardaki zayıflık en temel atölye çalışmalarından mahrum kalmak gibi negatif bir durumu beraberinde getiriyor ne yazık ki.


KG: Esprileri üretmek için elinizde kalem, önünüzde kağıt bekliyor musunuz? Yoksa vahiy mi geliyor?


DK: Espri üretmek mevzusunda her mizahçının farklı metodları vardır. Kimi son dakikada aşka gelir, kimi haftalık zaman dilimi içerisinde malzemelerini toplar. Benim tarzım genel olarak hayatın içinden doneleri barındırıyor. İkili sohbetlerden türeyen bir durum benim karikatürlerimin birer ögesi haline gelebiliyor. Bu sebepten ötürü gün içerisinde aklıma gelen ya da şahit olduğum doneleri not alıyorum. Cuma günleri bu malzemeleri içeren esprilerimi hazırlayıp köşemi çiziyorum. Pazar gecesi ise lamıcimi köşemi yazıyorum.


KG: Diyelim ki; İddia'dan/ Sayısal Loto'dan büyük paralar kazandınız. Karikatüristliği bırakır mısınız?

DK: Bu sorunun cevabı karikatüristliğe bakış açısı ile de ilgili biraz aslında. Eğer sahiden de yürekten severek isteyerek değil, sadece hayatı idame ettirmek için çalışıyorsa insan parasal gücü edindiği ilk anda önceki hayatına 'bye bye' der sanırım. Ama benim için karikatür öyle değil. Uzun süre çizerlik yaptıktan sonra yaptığınız şey bir çeşit yaşam tarzınız haline geliyor. Hayata o açıdan bakıyor, ilişkilerinizi ona göre tartıp biçiyorsunuz. Bir çeşit maddi gücün gelmesi buna mani değil bence. Çok süpersonik paralarım olsaydı yine de zevk için çizerdim:)


KG: Karikatürist olmak isteyen gençlere herhangi bir öneriniz var mı?

DK: Karikatürist olmak isteyen gençlere her konu hakkında az biraz bilgi ve donanıma sahip olmalarını, hayatın içerisinden kopmamalarını, durmadan üretmelerini ve çizgi, desen çalışmalarını ihmal etmemelerini öneririm.

KG: Beni kırmayıp, sorularıma cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Başarılar...

Deniz Kestane Hakkında Daha Fazla:
Facebook Hayran Sayfası: http://www.facebook.com/pages/Deniz-Kestane/315253299799

Twitter: http://twitter.com/denizkestane
Blog: http://anlatdenizcigim.blogspot.com/

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Deniz Kestane'nin karikatürleri güldürüyor. Güzel bir röportaj olmuş...
Adsız dedi ki…
Deniz Kestane'yi Kemik'ten beri takip ediyorum. Esprileri kaliteli.
Adsız dedi ki…
Tavsiyelerini aklımda bulunduracağım...
Adsız dedi ki…
'' Deniz Kestane ben. Hayır, nickname değil, bizzat adım ve soyadım '' :D :D güzelmiş.
Adsız dedi ki…
Deniz Kestane... Adamım ya...
Adsız dedi ki…
matematiktan 3 sene üstüste sınıfta kalmak mı? aynı ben.:) :)
Barbie dedi ki…
Devamını bekleriz.. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk çizgi romanı ne durumda?

Ömer Muz Röportajım:

Kaliteli bir yerli polisiye: "Karanlıkta Koşanlar"